KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri
KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri

Şefîk Bursalı

Hattat
Doğum Tarihi H. 1321
M. 1903-1904
Ölüm Tarihi H. 1410
M. 1990
Doğum Yeri Bursa
Mezar Yeri İstanbul-Üsküdar, Karacaahmet Mezarlığı

Fotoğraflar

Sanatkâr Hakkında

H. 1321/M. 1903 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta eğitimini orada tamamladıktan sonra İstanbul’a giderek Sanayi’-i Nefise’de Resim Şu’besi’ne kaydoldu. Buradan me’zun olduktan sonra Türk Ressamlar Birliği’ne üye oldu. 1930 yılında açılan Avrupa Konkuru’nu birincilikle kazanarak Avrupa’ya gitti. Zamanın önde gelen san’at merkezlerinde çalışma ve tedkiklerde bulunma fırsatı buldu.

Yurda döndükten sonra İzmir, Konya, İstanbul’daki muhtelif liselerde resim öğretmenliği yaptı. Özellikle 1934-1936 yılları arasında bulunduğu Konya’nın step karakteristiğini yansıtan, Selçuklu ve Mevlana temalı resimleriyle buyük ün kazanınca, 1936 yılında ögretim üyesi olarak Güzel San’atlar Akademisi’ne atandı.

1937-1938 yıllarında Atatürk’ün arzusuyla, Sovyetler Birliği’nin Moskova, Leningrad ve Kiev şehirleri ile, Avrupa’da Bükreş, Belgrad, Atina, Paris, Hollanda, Belçika, Viyana’da kişisel sergiler açdı. Bu sergiler sayesinde Avrupa’da da tanınan bir ressam oldu. 1966 yılında emekli olana kadar aralıksız otuz yıl öğretmenlik yaptı.

Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde yapılan sergilerde 1966, 1973, 1980 ve 1982 yıllarında ödül aldı. Ayrıca dört devlet ödülü kazandığı gibi 1986 yılında da Kültür Bakanlığı Özel Ödülü’ne değer görüldü. 1987’de Mimar Sinan Üniversitesi’nin kararıyla fahrî profesörlük ünvanı verildi. 20 Nisan 1990 tarihinde vefat etti.

Hocaları

Necmeddin Okyay
Ta’lîk

Ketebe.org İsmail Orman

Bursa’da doğduğu sokağa ve Belediye Sanat Galerisi’ne adı verilen Şefik Bursalı’nın, doğduğu sokakta bulunan evi, Kültür Bakanlığı tarafından Şefik Bursalı Müzesi olarak düzenlenmiştir.
Resim çalışmalarının yanı sıra, Akademi hocalarından Necmeddîn Okyay’dan ta’lik meşkederek icâzet almış olan Şefik Bursalı, yazı ile fazla meşgul olmamakla beraber eserlerinden hatt-ı ta’likin dekayıkına vakıf olduğu anlaşılmaktadır.