KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri
KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri

Bîzebân İbrahim Ağa

Dilsiz
Hattat
Hafız Osman Aklâm-ı Sitte Ekolü

Ölüm Tarihi H. 1154
M. 1741-1742
Doğum Yeri Girit - Hanya
Mezar Yeri İstanbul - Çapa

Fotoğraflar

Sanatkâr Hakkında

Girit’in Hanya Kasabası’nda bir Rûm çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta iken devşirilerek Enderûn-ı Hümâyûn’a alındı. Osmanlı geleneğinde talim ve terbiye gördükten sonra dilsiz ağalardan olarak hademe-i hümâyûn zümresine dâhil edildi. Bu nedenle hattatlar arasında “Bîzebân” lâkabı ile şöhret buldu.

Hüsn-i hizmeti ile Sultan 3. Ahmed’in dikkatini çektiğinden, Seyyid Mehmed Nûrî-i Mısrî’nin taht-ı tedrîsine verildi. Ondan nice zaman meşk aldığı gibi, zamanının önde gelen üstâdlarından da istifâde ederek mükemmel bir hattat haline geldi. Hizmetinden ayrılmadığı Sultan 3. Ahmed’in Patrona Halîl Vak‘ası’nda hal’i üzerine saraydan çerâğ edildi.

Çapa civârında, “Dilsizçeşmesi” olarak anılan mahâlledeki evinde yazı çalışmaları ile meşgul olan İbrahim Bîzebân Ağa, H. 1154/M. 1741 senesinde vefât etti. Tuhfe-i Hattâtîn müellifi Müstakîmzâde Süleyman Sa’deddîn Efendi, vefâtına tarih olmak üzere şu mısra’ı söylemiştir;

Olub püfkerde şem‘i-i rûhu oldu Bîzebân’ım lâl   

Eserleri

Hocaları

no image
Muhammed Nûrî el-Mısrî
Aklâm-ı Sitte

Ketebe.org İsmail Orman

Hüsn-i hatta ibrâz eylediği kudret ile Şeyh Hamdullah ekolünün en önemli üstâdları arasına ismini dâhil etmeğe muvaffâk olan İbrahim Bîzebân Ağa’nın, büyük yazı üstâdlarının yazılarını taklidde de son derece mâhir olduğu ve bazı eserlerinin aslından tefrîk edilemeyecek derecede başarılı olduğu menkûldür.   

İslam Ansiklopedisi Muhittin Serin

Girit’in Hanya şehrinde doğdu. Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Dilsiz olduğu için “Bîzeban” lakabıyla tanınmıştır. Hat sanatına kabiliyetli görülerek III. Ahmed zamanında (1703-1730) Enderûn-ı Hümâyun’a alındı ve burada iyi bir eğitim gördü. Genç yaşta, Topkapı Sarayı meşk hocası Seyyid Mehmed Nûrî-i Mısrî’den sülüs ve nesih yazılarını öğrenerek icâzet aldı. Ağa unvanından, bir müddet saray hizmetinde bulunduktan sonra çerağ edildiği anlaşılmaktadır. Şeyh Hamdullah ekolünün önemli üstatları arasında sayılan İbrâhim Bîzeban oturduğu Çapa’da Dilsizçeşmesi mahallesinde vefat etti. Ölümüne, “Olup püfkerde şem‘-i rûhu oldu Bîzebânım lâl” (1154/1741) mısraıyla tarih düşürülmüştür.


İbrâhim Bîzeban’ın bilinen eserleri arasında Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde mevcut (Hazine, nr. 2299/33) bir kıtası, Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de kayıtlı (Nevâdirü’l-mahtûtât, Mustafa Fâzıl, nr. 314) 24 × 31 cm. ebadında, altın cetvelli sülüs-nesih levhası hat sanatında eriştiği seviyeyi gösteren güzel örneklerdir. Ekrem Hakkı Ayverdi koleksiyonunda yer alan, Bîzeban’ın 1139’da (1726-27) nesih hatla yazdığı Kur’ân-ı Kerîm 273 varaktan ibarettir ve her sayfasında on beş satır vardır. Fâtiha ve Bakara sûrelerinin ilk âyetleri, duraklar ve sûre başları tezhip edilmiş, altın cetvelleri çekilmiş, ancak sûre isimleri yazılmamıştır. Hattatın bu mushafı, sanatının ilk dönemlerinde nesih yazıda henüz tavrının oluşmadığı sıralarda yazdığı anlaşılmaktadır. Aynı koleksiyonda mevcut dört kıtalık, murakka‘ şeklindeki klasik formundan farklı hilye-i şerif olgunluk döneminin eseri olup bunda Şeyh Hamdullah ekolünün sülüs ve nesih yazılardaki bütün özellikleri ve estetiği başarılı bir şekilde ortaya konmuştur. 1143 (1730-31) tarihli eser, 23 × 16,7 cm. ebadında klasik vişne çürüğü renginde deri ciltlidir. Birinci kıtada sülüs besmele, nesih esmâ-i hüsnâ yer alır. İkinci kıtada sülüs kelime-i tevhid, altında Hz. Ali’den rivayet edilen şemâil-i şerif, onun da altında hilye ile ilgili bir hadisin Hâkānî tarafından yapılan manzum Türkçe tercümesi vardır. Üçüncü kıtada sülüs besmele, ortada hilye metninin devamı, altında Enbiyâ sûresinin 107. âyeti, hilye metninin etrafında aşere-i mübeşşerenin isimleri yazılıdır. Dördüncü kıtada ise hilye ile ilgili hadisin Hâkānî’nin yaptığı manzum tercümesinin devamı ve ketebe kaydı yer alır. Şeyh Hamdullah’ın aklâm-ı sittede açtığı yolda üstün başarı göstermiş olan İbrâhim Bîzeban’ın, üstatların yazılarını aslından ayırt edilemeyecek derecede taklit kabiliyetine sahip olduğu zikredilmektedir.


BİBLİYOGRAFYA

Suyolcuzâde, Devhatü’l-küttâb, s. 21; Müstakimzâde, Tuhfe, s. 51; Süleyman b. Ahmed, Mir’ât-ı Hattâtîn, TSMK, Yeniler, nr. 3512; A. Schimmel, Calligraphy and Islamic Culture, New York 1984, s. 53; Muhittin Serin, “Ekrem Hakkı Ayverdi Hat Koleksiyonu Envanteri”, Ekrem Hakkı Ayverdi Hatıra Kitabı, İstanbul 1995, s. 43-45; a.mlf., “Kāhire Dârü’l-Kütübi’l-Mısriyye’de Osmanlı Hat San‘atına Âit Eserler”, KAM, XXVI/4 (1997), s. 60; Uğur Derman, “İbrahim Bîzeban”, TA, XIX, 505.