KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri
KETEBE Hat Sanatı, Ünlü Hattatlar, Hat Sanatkârları ve Eserleri

Nefeszâde Seyyid İsmail Efendi

Hattat
Şeyh Hamdullah Aklâm-ı Sitte Ekolü

Ölüm Tarihi H. 1090
M. 1679-1680
Doğum Yeri İstanbul
Mezar Yeri İstanbul

Fotoğraflar

Sanatkâr Hakkında

Gülzâr-ı Savâb’ın mü’ellifi Nefeszâde Seyyid İbrahim Efendi’nin akrabasından olan Nefeszâde Seyyid İsmâ‘il Efendi'nin hayatına dair fazla bir malumat yoktur. Hüsn-i hattı Hâlid Erzurumî’den meşkederek icâzet almış, başlarda kendine özgü bir tarz geliştirme gayretinde iken, daha sonra Şeyh Hamdullah vadisinde karar kılarak emsâlsiz bir hattat haline gelmiştir. Bir hayli hattat yetiştirip, nice esere ketebe düştükten sonra H. 1090/M. 1679-1680 senesinde vefât etmiştir. Kaynaklarda medfeni hakkında bir bilgi yoktur.

Eserleri

Hocaları

Hâlid-i Erzurûmî
Aklâm-ı Sitte

Talebeleri

no image
Acem Ahmed Efendi
Aklâm-ı Sitte
Hâfız Osman
Aklâm-ı Sitte

Ketebe.org İsmail Orman

Müstakimzâde’nin ifâdesine göre, “koca göbeği, yazı altlığını dizine yerleştirmesine mânî olduğu için” Şeyh Hamdullah seviyesine erişememiş olan Nefeszâde Seyyid İsmâ‘il Efendi, Şeyh Hamdullah ekolünün kudretli isimlerinden biri idi. Hatta Büyük Derviş Ali'nin tensibiyle mu’allim-i sânî olduğu Hâfız Osman’ın  çığır açan üslûbunda büyük etkisi olduğunda, konunun mütehassısları hem-fikirdirler. 

Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Tuhfe-i Hattatin

Nefeszâde demekle şehirdir. Sâbıku’z-zikr Nefeszâde Seyyid İbrahim Efendi’nin akribâsıdır. “Nefes şumurde zeden zikr-i ehl-i irfânest” mefhûmu üzere medâr-ı küllisi habs-i nefes olan hüsn-i hatt-ı enfes tahsil eylemeğe tâlib ve sülüs ü neshte Hâlid-i Erzurûmî’den ta’allüm ile ahz-ı izn ü nefes edip vâdî-i Şeyhâne’de yegâne idi. Hattâ Hafız Osmân Efendi’ye ba’de’l-izn üstâd-ı sânî olup tavr-ı Şeyh’e takarrüb tarîkini bunlardan ahzeylemiştir. Eğer azm-ı şikemi olmayıp zîr-i meşki zânûları üzere vaz’ ile âzmâyiş-i hatta verziş eylemek mümkin olsaydı âsârı Şeyh Hamdullâh merhûmun yâdigârından adem-i temyiz nâçâr idi. Necîbâ kavli üzere “negam” (1090) sâlinde enfâs-ı ma’dûdesini itmam ve habs-i nefesle gavvâs-ı bahr-i vuslat-ı rabbü’l-enâm oldu.